Saturday, November 11, 2006

Medya, Dezenformasyon, İktidar, Tebaa

Michel Foucault, Kelimeler ve Şeyler isimli eserinde toplumların epistemolojik düzlemlerini analiz etmekteydi. Nedir epistemolojik düzlem dediğimiz şey? Bilgiyi üretme ve onu tarihsel-toplumsal kodlara uygun bir biçimde dolaşıma sokma biçimi olarak tanımlayabiliriz bu kavramı. Çağlar değiştikçe, toplumların üretmiş olduğu kodlarda da dönüşümler meydana gelir.

Postmodern döneme doğru insanlık yol aldıkça, kodlamalarda hakikat ve bilgi arasındaki çarpık ilişki daha da güçlenir. Gelişen teknoloji, olayların aktarılmasında müthiş bir hıza neden olurken, diğer yandan olayın gerçek bağlamından koparılması yönünde devasa bir tahribat yaratır. Teknik, artık olaylar üzerinde tam bir hakimiyet sahibidir; her türlü çarpıtma, dezenformasyon, spekülasyon çok rahat oynamalarla gerçekleştirilebilir.

“Olay”a ulaşırkenki hızımızla, olayın “hakikat”ine olan yabancılaşmamız neredeyse aynı düzeyde birbirine paralel gelişiyor. Modernitenin iyice hızlandırdığı bu süreç, içinde yaşadığımız postmodern dönemde artık baş döndürücü bir hâl almış durumda.

Medyanın, “ideoloji ve devletin ideolojik aygıtları” sorunsalı çerçevesinde, iktidarların kendilerini meşrulaştırıcı, savunmalarına yardım eden, provoke edici bir baskı aracı olduğu muhakkaktır. Böylesi bir durum varken, devletin –veya kısaca iktidar sahiplerinin- “düşman” olarak tanımlayıp kuşatma altına aldığı her türlü ötekilik, medyanın manipülasyon süzgecinden geçerek ‘tebaa’nın önüne sunulur. Ötekiliğe ilişkin her türlü deneyim, o deneyimlerin hakikatinden ve bağlamlarından kopartılarak bambaşka anlamlarla birlikte yeniden-üretilir ve kitlesel tüketime hazır hâle getirilir.

Elbette ki, bu dezenformasyon süreci, teknolojinin sağladığı aranıp da bulunamayacak nimetlerden faydalanılarak yaratılır. Tebaa, kitlesel olarak bu teknolojiye bağımlılaştırıldıkça, dezenformasyon yaşamın daha da içine girer; hakikatten zaten varoluşsal anlamda uzak olan insan öznesi, yabancılaşmanın doruklarına ulaşır, edimleri tam da iktidarların buyurganlığına boyun eğer, söylemleri gitgide tebaanın diğer üyeleriyle eşitlenir, tektipleştirilir.

Medya bir dezenformasyon aracıdır. İktidarı kutsar, kitleleri tebaalaştırır, tektipleştirir. Resmî olmayan ne varsa, onları mahkûm eder. Sunî hakikatler yaratır ve bunlara inandırır.

No comments: